PERİFER ARTER NEDİR?
Vücudumuz kalbimizden atılan oksijenden zengin kanı en uçtaki hücrelerimize kadar iletecek bir damar sistemi ile donatılmıştır. Atar damarlarımız yoluyla oksijenden zengin olan kan hüzrelere kadar ulaştırılırken toplar damar sistemi ile oksijeni kullanılmış olan kan tekrar kalbe getirilir. Perifer arter dediğimiz bölüm aslında aort damarımızdan ayrılan her dal için kullanılsa da genellikle kollar ve bacakları besleyen damarlardan bahsedilir. Bu nedenle bacaklarımızda oluşan belirtiler nedeniyle karın atar damarında bulunan hastalıklar bile bu tanım içerisine girebilmektedir.
PERİFER ARTER HASTALIĞI NEDİR?
Perifer damar tıkanıklığı dediğimizde sıklıkla aklımıza gelen bacak damar tıkanıklığıdır. Ama bu kol damarları, organlara giden damarlarımızı da içine alan geniş bir tanımdır. Damar hastalıklarının nasıl geliştiğini daha önce konuştuğumuz gibi burada da tekrarlayalım. Aslında hastalık doğduğumuz anda başlayan bir durum. En sık nedeni yine ailesel damar hastalığının varlığı en önemli etken. Fakat bazı insanlarda çevresel etkenlerle daha hızlı ilerleyerek yaşadığımız süre içerisinde bir hastalık tablosu oluşturabiliyor. Bu etkenlerden en sık olanı her zamanki gibi SİGARA ardından şeker hastalığı ile gelişen özel bir formu ve kollesterol metabolizma bozuklukları geliyor.
DAMARLARIMIZA NE OLUYOR?
Aslında kalp damarımızda, beyin damarlarımızda ne oluyorsa perifer arterlerimizde de aynı tablo gelişiyor. Önce damar duvarımızda yağ birinkitileri, hasarlanmaya bağlı hücresel birikintiler ve kalsiyum birikintileri ile plak oluşumu. Plaklar zaman içerisinde kitlesel olarak büyüyerek kan akımını sağlayan damar genişliğinde daralmalara neden olarak o organ veya uzvumuzun ihtiyacı olan kan miktarını sağlayamaz hale geliyor ve hastalık ortaya çıkıyor. Bazı zamanlarda ise bu plaklarda oluşan kırılmalar ve kanamalar sonucu damar içerisinde pıhtı oluşumu ve bu pıhtının damarın daha uç kısımlarında ani tıkanmalar sonucu acil müdahale edilmesi gereken tablolar oluşuyor. Bu durum kalp damarlarımızda olursa kalp krizi, beyin damarlarımızda olursa felç tablosu, bacak veya kol damarlarımızda olursa ani gelişen ve kangren ile sonuçlanan ve hayati tehlikeye neden olan sağlık sorunları oluşuyor.
PERİFER ARTER HASTALIĞINDA NE OLUYOR?
Perifer arter hastalığı aslında farketmesekte oldukça sık görülen bir hastalık. Yavaş ilerleyen bir hastalık olduğu için yıllarca belirti vermiyor. Halk arasında damar sertliği dedimiz tablo. Yıllar içerisinde damarda oluşturduğu darlık düzeyine göre belirtiler vermeye başlıyor. Örnek olarak burada bacak damarından bahsetsekte bunu kolllarımız, bağırsaklarımız, böbreklerimiz ve her organımız olarak düşünebiliriz. Burada ki anahtar kelime kan akımının ihtiyacı karşılayamamasıdır.
Bacak damarımızda gelişen bir plak zaman içerisinde kan akımında azalmaya neden oluyor ve belirtiler vermeye başlıyor. Önce koştuğumuz zamanlarda baldır kısmına aniden giren bir ağrı veya kramp şeklinde çıkıyor. Bu ağrı başladığında vücudumuz otomatik olarak bizim yaptığımız hareketi durduruyor ve dinlenmeye geçiyoruz. Darlık düzeyi arttıkça artık koşarken değil yürüdüğümüz zamanda benzer durum ortaya çıkmaya başlıyor ve bizi durdurup dinlenmeizi böylece bacağımızın ihtiyaç duyduğu kan miktarının azalması ile ağrının ortadan kalkmasını sağlıyor. Önceleri 500 metre yürürken zaman içerisinde bu mesafe kısalmaya başlıyor. İşte yürüdüğümüzde ağrıyan dinlendiğimizde geçen bu ağrı doktorlar tarafından kladikasyo olarak adlandırılıyor ve perifer arter hastalığının en tipik belirtisini oluşturuyor.
PERİFER ARTER HASTALIĞINDA BAŞIMIZA NE GELİR?
Yürüdüğümüz zaman olan bacak ağrısı, 3 kilo bir torba taşırken kolumuzda olan ağrı, erkeklerde oluşan cinsel organ sertleşme bozuklukları hepsi bu hastalıkta başımıza gelebilecek belirtiler. Bacaklar üzerinden konuşmaya devam edersek. Yürüdüğümüzde oluşan bacak krampları veya ağrılar zaman içerisinde yürüme mesafemizi 10 metreye kadar düşürüyor. Bu dönemde de umursamaz davranıp bir müdahalede bulunmazsak en sonunda oturduğumuz veya yattığımız yani istirahat halinde bile geçmeyen bacak kramları ve ağrıyla başbaşa kalıyor ve tamamen yürüyemez hale geliyoruz. Bu belirtiler yanında sürekli soğuk ve katılaşmaya başlayan ayağımızda zamanla kas erimeleri ve kıl dökülmeleri oluşmaya başlıyor. En son tablo ise parmak uçlarından başlayarak hızla yukarıya doğru ilerleyen kangren bulguları oluşmaya başlıyor. Yani vücudumuz parça parça ölmeye başlıyor.
PERİFER ARTER HASTALIĞI KAÇ TÜRDE BULGU VEREBİLİR?
Buraya kadar anlattıklarımız aslında kronik tip dediğimiz hastalık tablosu. Bu durum yıllar veya aylar içerisinde gelişebiliyor. Vücudumuz savunma olarak aslında var olan ama çok gelişmemiş olan küçük damarlarımızı geliştirerek korumaya alıyor. Kronik özellikler sergileyen hastalarımızın damar görüntülerinde genellikle her tarafı örümcek ağı gibi saran bu damar ağı karşımıza çıkıyor. Fakat damar içerisinde oluşan bu plaklarda oluşan kırılmalar damar içerisinde hızla kan pıhtılaşmasına neden olup bu pıhtının bu bölgeden koparak daha ileride bulunan daha ince damarımızı tamamen tıkaması sonucu saatler içerisinde gelişen kangren bulguları ile karşımıza çıkabiliyor. Akut arter tıkanıklığı dediğimiz tabloyu ayrı bir bölümde ayrıntılı olarak daha sonra konuşacağız.
RİSK FAKTÖRLERİ NEDİR?
Damar hastalıkları için saydığımız risk faktörleri perifer arter hastalığı içinde geçerlidir.
– Sigara
– Şeker haslığı
– Şişmanlık
– Yüksek tansiyon
– Yüksek kollesterol seviyesi
– 50 yaşın üzerinde olmak
– Ailede benzer damar hastalığı geçirmiş yakını olmak. (kalp krizi, felç ve kangren öyküsü)
BELİRTİLER NEDİR?
– Yürümekle artan dinlenmeyle geçen bacak krampları ve ağrı
– Normal bacağınıza göre daha soğuk bacak
– Ayakta ve/veya parmaklarda iyileşmeyen yaralar, nasır oluşumları
– Bacakta olan renk değişiklikleri
– Kıllarda dökülme
– Tırnakları uzamasında yavaşlama
– Hasta olan bacağın derisinde incelme ve parlak görünüm
– Hasta bacakta nabızların kaybolması
– Erkek hastalarımızda gördüğümüz cinsel hayatlarında sertleşme bozuklukları olarak sayılabilir.
NE ZAMAN DOKTORA BAŞVURMALIYIM?
Bahsettiğimiz bulgulardan bir veya birkaçı oluştuğunda mutlaka doktora başvurmalısınız. Ne kadar erken yakalayabilirsek kayıplarımız o kadar az tedavimizin sonuçları uzun süreli olmaktadır. Özellikle 50 yaş üzeri sigara kullanıcısı bir insansanız mutlaka kontrol öneriyorum.
Bu şikayetlerle gelen hastalarımızda tanı koymak için yaptığımız öncelikle ayrıntılı bir bilgi toplama ve muayene. Muayenede en önemli bulgumuz nabızlarda zayıflama veya nabzın tamamen kaybolması en önemli bulgumuz. Bundan sonrası hem tedavi yolunun belirlenmesi ve etkilenen damarın seviyesinin belirlenmesi için görüntüleme yöntemlerine başvuruyoruz.
PERİFER ARTER HASTALIĞINDA TEDAVİ NASIL OLUR?
Hastalığın ortaya konması ve seviyesinin belirlenmesi sonrası ilk yaptığımız düzeltebileceğimiz risk faktörlerini ortadan kaldırarak hastalığın ilerlemesini yavaşlatacağız. Daha sonra gerek duyuyorsak cerrahi veya girişimsel olarak yapacağımız tedavi yollarını hızla planlamaya başlıyoruz. Tedavide iki yolumuz var.
Cerrahi yöntemler eskiden beri kullanılan etkinliği uzun yıllardan beri kanıtlanmış ve tamamen profesyonel bir yaklaşım ve deneyim gerektiren ameliyatlarımız. Ameliyatlarımızda normal kan akımı bulunan bir damar ile hastalıklı damar bölgesi sonrası normal kan damarlarının bulunduğu bölgeye suni veya vücudumuzun başka yerinden alınan toplar damarlarla bypas ameliyatı yapmaktır. Bu ameliyatlarda önemli olan uygulayıcının cerrahi tekniğe hakim olması önemlidir.
Girişimsel yöntemler ise son dönemde hızla ilerleme göstermiş olan anjiografi altında stent ve balon uygulamalarıdır. Bu teknik uygulamalarında uygulayıcının anjiografik anatomi ve hastalık belirtilerini doğru okuyabilmesi ve işlemi sorunsuz uygulaması önemlidir.
Gelişen bu teknolojiler ile son yıllarda gördüğümüz hastalarımızın bir çoğunda cerrahi yaklaşım veya girişimsel yaklaşımlar tek başına yeterli olmuyor. Bu nedenle son 6-7 yıldır yaptığımız vakalarımızda her iki yöntemi bir arada kullanmaya başladık. Bu şekilde tedavinin daha uzun süre iyi sonuçlar vermesi ve kangrene gitmekte olan çok ciddi hastalarımızda bile kayıpların önüne geçebiliyoruz.
AMELİYAT TEDAVİSİ SONRASI YAŞAMIM NASIL OLACAK?
Damar hastalıklarının tedavisi sonrası hasta ile ilişkilerimiz kopmadan devam ediyor. Bu nedenle ameliyat sonrası en önemli konu olarak düşündüğümüz nokta hastalarımızla iletişimimizi kesmememiz.
Ameliyat sonrası hayat boyu devam edeceğimiz ilaçlarımız olacak ama en önemlisi ameliyattan sonra hastalarımızı hızla yürür duruma getirmek ilk hedefimiz. bundan sonraki yaşamlarında yürüme ve koşma egzersizlerini özellikle yapılmasını istiyoruz. Ne kadar çok hareket edersek hastalığın tekrarlama riskini o kadar azaltmış oluyoruz. Bu nedenle ameliyat sonrası bol yürüyüşlü bir hayat bizi bekliyor.